11 May 2012

DÜNYA'DAN


24 . 01 .2013
DEV KRİSTAL MAĞARASI
Kristaller özellikle quartz, ametist olarak günlük hayatta karşımıza çok çıkmasına karşın aslında birçok formda dünya kabuğunun çok büyük yüzdesini oluştururlar.
Kristaller kime sorsak “avizelerde kullanılıyor” diye düşünülüyor. Oysa bu büyük bir yanılgı. Çakmaklarınızın ucundan, mürekkep püskürtmeli yazıcılarınızın püskürtme kafasına, İznik çinilerinin gizli formülünden, silikon devre imalatına, ilk radyoların bulunuşuna kadar bir çok bilimsel işlemde kullanılıyorlar.
Kristallerin piezo-elektrik etkileri sürekli icatlara konu oluyor. Bu kadar teknik bilgiden sonra habere geçelim.
Mexico’da Chihuahuan Çölü’nde bulunan ve eski bir yanardağ olan Naica dağında dünyanın bilinen en büyük kristal formları  bulundu. Bu dev formların boyları 11 metreye ulaşırken, ağırlıkları 55 tona varıyor. 
Anlatılana göre 26 milyon yıl önce patlayan yanardağ yükselerek bir dağ oluştururken içindeki odacıklar mağara haline geliyor. Daha sonra soğurken sabit bir 58 derece sıcaklık ve mineral açısından olağanüstü zengin su karışımı alçıtaşını düzgün formlar halinde kristale dönüştürüyor. Sıcaklık azaldıkça formlar kesinleşiyor. Ayrıca Naica dağı madenleri dünyanın en zengin gümüş, çinko ve grafit rezervlerine sahip.  
Daha önce Cave of Swords (Kılıçlar Mağarası)  dedikleri bir mağarayı buluyorlar. Sonra bu mağarayı bulduklarında kimse eşsiz bir atnalı şeklinde ve ölçüleri  30 metre uzunluk, 10 metre genişlik olan bir kristal hazine odası beklemiyor elbette. Selenit kireçtaşı kristallere bakarken şimdi zor bir sorunun cevabını düşünüyorlar.
İçeri girip çalışabilmek için her dakika 55 bin litre suyu dışarı pompalıyorlar. Pompalamaya devam ederek bölgeyi müzeye mi çevirmeliler?  yoksa mağaranın ağzını kapatıp kristallerin büyümeye devam etmelerine izin mi vermeliler?




DUBAİ
Dubai (Arapça: دبيّ), Arap Yarımadası'ndaki yedi tane Birleşik Arap Emirlikleri emirliğinden biri. Bazen kendi emirliğinden Dubai Kenti olarak ayırt edilir.
1960'larda yalnızca balıkçı kenti olan Dubai, 1990'lar sonrası uygulanan politikalar sonucunda ve Hong Kong'un Çin'e devredilmesi ile sonrası bölgenin ticaret başkenti olma yolunda ilerleyen 2000'li yıllar ile de büyük projeler ile dünyaya adını duyuran şehir şu an bölgenin en önemli ticaret ve turizm başkentidir.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin en büyük emirliği ve en lüks, en çağdaş olanıdır. Son 20 yılda bu topraklardan petrol çıkarılmaya başlamasıyla Dubai'nin yapısı değişmeye başladı. Buna karşılık gelirin %8'ini petrol oluşturur, bunda bölgenin finans ve iktisat merkezi olması büyük rol oynar. Gümrüksüz devasa alışveriş merkezleri burayı kısa zamanda alışveriş cenneti yapmıştır.
Şehrin başında Şeyh Muhammed Raşid el Maktum bulunmaktadır. Şeyh Maktum birçok inanılmaz projeye imza atmıştır. Bunlardan en ilgi çekici olanları palmiye şeklindeki yapay ada ve dünya şeklini alan takım adalar olarak sayılabilir.
Şehrin başlıca bölgeleri ise Jumeriah ve Deira'dır. Şehir dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biridir. Şehirde lüks oteller bulunmaktadır ve dünyanın en ünlü şarkıcıları şehirde konser vermektedir. Ayrıca Burj Al Arab oteli bunlardan birisidir.


 


EYFEL KULESİ - PARİS
Fransa 'nın sembolüdür. Yılda 6 milyon turist ziyaret ediyor. Eyfel Kulesi 1887 ile 1889 yılları arasında Gustave Eiffel'in firması tarafından, Fransız Devrimi'nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde inşa edildi. Aslında kulenin mimarı Gustave Eiffel değil, İsviçreli Maurice Koechlin'in siparişi üzerine tasarlayan Stephen Sauvestre'dir. Kulenin, 7 milyon 739 bin 401 Frank 31 Sent tutan inşaat masrafları, Gustave Eiffel'in tahminlerinin 1 milyon frank üstünde.
1889 yılındaki açılış tarihden önceki 5 ayda 1,9 milyon kişi ziyaret edince, yıl sonuna kadar toplam masrafın 3/4'ü çıkartılmıştır. Böylelikle Eyfel Kulesi, daha başından, kazanç sağlayan bir şirket görünümüne bürünmüştü. 3 bin işçi 26 ay boyunca 18 bin 38 adet demir parçayı 2,5 milyon perçinle bir araya getirdi. Eyfel Kulesi, Dünya'nın en güzel mimari yapılarından biri olarak kabul ediliyor.
Parisliler onu Demir Bayan olarak adlandırıyor. İlk başlarda Eiffel, Kule'ye sadece 20 yıl için müsaade almıştı. Dolayısıyla, 1909 yılında kulenin sökülmesi gerekiyordu. Ancak kule, iletişim için çok uygun yüksekliğe ulaştığından ve yeni yüzyılda Atlantik ötesi haberleşmeye imkân tanıdığından, kalmasına izin verildi.






FİJİ ADALARI
Hakkında:

Yüz ölçümü:8,270.00 km kare
Nüfus:844,330
Başkent :Suva
Para Birimi:Fijian dolar
Dil:İngilizce (resmi), Fijian, Hintçe
Kültür:

Fijiler hala geleneksel sanat ve el becerileri üzerinde çalışmaktadırlar.Kuşaktan kuşağa geçmiş olan dans Fiji’de hala etkilidir.Geleneksel Hint dansı hala Hint topluluklarınca öğretilir.Misyonerler koro ve ilahileri Fiji’ye getirmişlerdir.Ve Fiji’deki yerel kiliseler gerçekten de muhteşemdir. Bollywood denilen Hint melodramalarının müzikleri Fiji Hintlileri arasında oldukça popülerdir ve yerel gruplar Hint şarkıları
çalarlar.Hint kültürü merkezlerinde de geleneksel Hint müziği dersleri verilir.Fiji, çömlekçiliğiyle meşhurdur ve en ünlü çömlekçileri Dian Tugea ve Taraivini Wati’dir. Turistler hatıra olarak kendi evlerine almak istedikleri için oymacılık hala önemlidir.Fijili oymacılar savaş sopaları,mızrakları ve yamyam yabaları yaparlar.Oymacılık Polinezya etkisinin olduğu bölgelerde yaygındır. Tören için kullanılan giysi,türban ve kemerler aşı boyası ve kömür kullanılarak sembolik motiflerle süslenirdi.Geleneksel olarak büyük ve çok süslü kumaşlar tören hediyesi olarak kullanılırdı.
Çevre:

Fiji adaları Güney Pasifik’te,Melanesia ve Polynesia arasında yer alır.Bunlar Ekvator’un güneyinde,oğlak Dönencesinin kuzeyinde ve Uluslararası Gün değişme Çizgisinin batısındadır.Karasal bölge limiti 1.3 milyon km karedir fakat bunun %1.5 i kuru arazidir.Viti Levu ve Vanua Levu en büyük adalardır.Ülkenin başkenti olan Suva Viti,Levu’nun güneybatı kıyısındadır.Ve ada ayrıca ülkenin en yüksek noktasıdır.Taveuni ve Kadavu da önemli adalardır.Ülkenin tamamı küçük adalardan meydana gelmiştir.Bu adalar el değmemiştir ve doğal bitki örtüsü gibi birçok kıyı gölü,liman ve çok güzel resifler vardır.
Hava:

Fiji yılın çoğu zamanında adayı çevreleyen açık suların genişliği sayesinde ılık ve sabit bir iklime sahiptir.Egemen rüzgarlar doğu ve güney-doğu yönlüdür.Daha geniş adaların dağlık rüzgarları bulut ve yağmur yaratır.Nemli mevsim Kasımdan Nisana kadar yayılır fakat yıl boyunca yağmur düşer.Gün içi hava sıcaklığı 25°C civarındadır ve nem oranı genellikle yüksektir.Tropik kasırgalar nadiren tehlikeli olmasına rağmen Kasım ve Nisan ayları arasında yaşanır .
Coğrafi Verileri

Konum:
Okyanusya, Güney Pasifik Okyanusunda ada.
Coğrafi konumu: 18 00 Güney enlemi, 175 00 Doğu boylamı
Haritadaki konumu: Okyanusya
Yüz ölçümü: 18,270 km²
Sınırları: 0 km
Sahil şeridi: 1,129 km
İklim: Tropikal deniz
Arazi yapısı: Volkanik aktiviteli dağlar çoğunluktadır.
Deniz seviyesinden yüksekliği: en alçak noktası: Pasifik Okyanusu 0 m; en yüksek noktası: Tomanivi 1,324 m
Doğal kaynakları: Kereste, balık, altın, bakır, denizde petrol kaynakları, hidro enerji
Arazi kullanımı: tarıma uygun topraklar: %10.95
sürekli ekinler: %4.65
diğer: %84.4 (2005 verileri)
Sulanan arazi: 30 km² (2003 verileri)
Doğal afetler: Kasım - Ocak ayları arasında siklonik kasırgalar.
Yönetimi:

Ülke adı: Resmi tam adı: Fiji Adaları Cumhuriyeti
kısa adı: Fiji
Yönetim biçimi: Cumhuriyet
Başkent: Suva
İdari bölümler: 4 bölge ve bir bağımlı bölge; Orta, Doğu, Kuzey, Rotuma, Batı bölgeleri
Bağımsızlık günü: 10 Ekim 1970 (İngiltere'den
Ekonomik Göstergeler:

Ekonomiye genel bakış: Fiji, ormanlar, mineral ve balık kaynakları açısından zengin bir ülkedir. Pasifik adarlı arasında ekonomisi en çok gelişmiş adalardan biridir. Şeker ihracatı ve turizm endüstrisi ülkeye döviz getiren başlıca sektörlerdir. Şeker üretimi sanayi etkinliğinin 1/3'nü kapsamaktadır. Her yıl içlerinde Amerikalıların da bulunduğu yaklaşık 300,000 turist ülkeyi ziyaret etmektedir.






  BUZ KANYONU - GRÖNLAND
Grönland Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde, 2.166.086 km² ile kuzey kutbundaki en büyük buz örtüsüyle kaplı, Danimarka’nın özerk bölgesidir.
Bu buz tabakası 3 km. kalınlığında ve tabanı da deniz düzeyinin altında bulunur. Adanın kuzeyinde Kuzey Buz Denizi (Arktik Deniz), güneydoğusunda İzlanda, batısında Kanada’nın Ellesmere Adası ve Baffin Körfezi yer alır. Grönland, yüz ölçümü açısından dünyanın en büyük adası konumundadır. % 81′i buzullarla kaplıdır.
Grönland’da yaşayan nüfus 57.500 civarındadır. Nüfusun büyük kesimi batı kıyısındaki küçük kasabalarda yaşar. Grönlandlılar, hem Kalaallit (Inuit), hem İskandinavya kökenlerini taşımaktadırlar ve Grönlandca (Greenlandic=Kalaallisut) dilini konuşurlar. İki önemli şehri başkent Godthab (Nuuk) ile Godhavn’dır.






SANKİ CENNETTEN BİR KÖŞE (HAMİLTON GÖLÜ)
Renklerin birbirleriyle uyuştuğu, cennetten bir köşeymiş izleniminin uyandırdığı güzide bir doğa harikası..
Teksas/Austin’de bulunan Hamilton Havuzu dünyanın en güzel göllerinden biridir. Gölün yüksekliği 15 metre, sanki taş bir kemer ile bir şelale ile tamamlıyor donatılmış mistik bir şehir görünümünde olan göl güzelliğini küçük.
232 dönümlü bir araziyi kapsayan Hamilton Havuz Korunun, toprak çöküntüleri ve binlerce yıl süren yeraltı erozyonlarıyla oluştuğu düşünülüyor.
Suyunda çeşitli kimyasallar olabileceği için sürekli kalite incelemesinden geçen doğal göl koruma altına alınmıştır. Doğal park haline getirilen göl alanı, bu sebeple yıl içinde yüzmelere ve ziyaretlere kapatılabiliyor.



IGUAZA ŞELALESİ
           Arjantin'in kuzeydoğusundaki Misiones eyaletinde, Arjantin, Brezilya ve Paraguay sınırları arasında yer alan Iguazu Şelaleleri cennetin dünya üzerindeki yansıması olmalı. Yarı tropikal yağmur ormanlarının çevrelediği Iguazu Milli Parkı, 275 adet şelaleyi ve 2000'den fazla bitki türünü barındıran, yaklaşık 550 çeşit kuş ve memelinin yaşadığı, 70.000 hektara yayılmış bir doğa harikası. Şelaleler bundan 200.000 yıl önce Parana ve Iguazu nehirlerinin birleştiği yerde oluşmuş. Guarani dilinde büyük su anlamına gelen Iguazu, 1542'de Ispanyollar tarafından keşfedilmiş, o zamana kadar burada Güney Amerika yerlileri Guaraniler yaşıyormuş. 1934'de milli park, 1984'de Unesco Dünya Mirası olarak kabul edilen Iguazu, gerçekten de korunması gereken doğal bir hazine.                      

          Iguazu Milli Parkı'nın Arjantin'de kalan bölümü Puerto de Iguazu kasabasına 11 km uzaklıkta. Bu küçük kasabanın tek geçim kaynağı şelalelerden elde edilen turizm geliri. Burada Guarani kültürünün izlerine hala rastlamak mümkün. Yerliler genelde yaptıkları el işlerini satarak geçimlerini sağlıyorlar ve kasabanın yakınındaki "aldeada" adı verilen koruma altındaki bölgede yaşıyorlar.

               Şelalelerin neredeyse tamamı Arjantin tarafında bulunduğundan, nehrin Brezilya yakasından baktığınızda muhteşem bir manzarayla karşılaşacaksınız. Kızıllı yeşilli yüksek kayalardan dökülen sayısız şelale ve onları çevreleyen uçsuz bucaksız bir yağmur ormanı. Bu hayranlık uyandıran görüntü karşısında heyecanlanmamak mümkün değil, burası doğanın insanlara sunduğu eşsiz bir armağan. Iguazu'nun asıl sahipleri de bu nefis manzarayı kaçırmak istememişler, milli parkın daha küçük bir alanı kaplayan Brezilya kısmında yoğun bir hayvan nüfusu söz konusu. Buranın florası, yüksek resiflerin oluşturduğu karşı kıyıya göre daha yumuşak görünüyor.  Birçok tropik canlıyı doğal ortamlarında görme fırsatı yakalayacaksınız. Iguazu Şelaleleri 3 kilometreyi bulan uzunluğuyla dünyanın en büyüğü; söylenene göre first lady Eleanor Roosevelt. Milli parkın Brezilya kısmındaki olanaklardan bu ülkenin daha gelişmiş bir turizm anlayışına sahip olduğu rahatça anlaşılıyor. Arjantin'deki küçük tren burada yerini üstü açık otobüslere, metal köprüler ise daha rahat yürüyüş imkanı sağlayan beton platformlara bırakmış. Hediyelik eşya dükkanları, restoranlar daha ışıltılı, ama asıl sevindirici olan bu tesislerin her iki ülkede de parkın doğal yapısını bozmayacak şekilde kurulmuş olması. Her gün yüzlerce insanın ziyaret ettiği bu milli park, insanoğlunun hoyratlığına maruz kalmamış.
              Guarani kültüründe Iguazu'nun bir aşk hikayesi sonucu oluştuğuna inanılıyor. Efsaneye göre Iguazu nehrinde Mboi adında dev bir yılan yaşarmış. Her yıl köylüler Mboi'ye törenle genç bir kız kurban ederler, bu töreni izlemeye bütün kabileler katılırmış. Yine böyle bir seremoni öncesi çevre kabilelerden genç bir delikanlı olan Taroba o yıl kurban olarak seçilen Naipi'ye aşık olmuş ve kurban edilmesini önlemek için onu kaçırmış. Bunu öğrenen Mboi çok öfkelenmiş ve genç aşıkları engellemek için nehrin altında kıvrılarak etraftaki kayaları çatırdatmış, kayaların kırılmasıyla Iguzau şelaleleri oluşmuş. Genç aşıkları cezalandırmak için de onları bir ağaca dönüştürmüş. Şimdi bu ağaçlar nehrin iki yakasında karşılıklı duruyorlar. Buna göre akan şelale suları Naipi'nin uzun saçlarını temsil eder. Mboi de Şeytanın Boğazı adı verilen en büyük şelalenin altında saklanmaktadır. Ancak gökkuşağı çıktığında bir köprü oluşturur ve bu sayede iki sevgili birbirine kavuşur. Gökkuşağının renkleri bize aşkın güzelliğini gösterir.
         Zaten Iguazu da aşkın kendisi gibi; coşkulu, rengarenk ve heyecan dolu.















ŞİLİ MERMER MAĞARALARI
 3000 kişi civarındaki bu kasaba, doğal güzellikleriyle ve özellikle, tamamı mermerden oluşan Mermer Mağara’larıyla tanınıyor.Şili'de Coyhaique vilayetinde bulunan Mermer Mağaralar, Patagonya'daki en etkileyici turistik merkezlerden biri. İspanyollar'ın söyleyişiyle 'Las Cavernas de Marmol' olarak anılan mağaralar, Rio Tranquilo'nun dev bir kiraçtaşı yarımadasına gömülmüş berrak suları sebebiyle oluşmuş. Bu sayede de etkileyici labirent mağaralar ortaya çıkmış. Bu yarımada 'Mermer Katedrali' olarak biliniyor. Mekana, rehber eşliğinde yapılan bir tekne turuyla ulaşılabiliyor.Tamamen doğal olan Mermer Mağaralar, içindeki tüneller ve Beyaz mermerin üzerindeki Şili’deki “Chile Chico” aslında Carrera bölgesinin güneyinde küçük bir suyun yansımasından oluşan ışık oyunları ile nefes kesici bir güzelliğe sahip.









ULURU – AVUSTRALYA
Uluru yaklaşık 3,4 km uzunlukta, 2 km'yi bulan genişliktedir ve çevresi 10 kilometredir. Zirve deniz seviyesinden 869 metre yüksekte olup, Orta Avustralya'nın zemini üzerinde 350 metre yükselir. Bir kenarı oval üçgen şeklindedir.

Uluru, Uluru-Kata Tjuta Milli Parkı içinde, Alice Springs'in yaklaşık 390 km güneybatısındaki Yulara yerleşim merkezinin yakınındadır. 1336 km² büyüklüğündeki milli park, Uluru'nun yanında, buraya komşu Kata Tjuta'yı da kapsar ve UNESCO tarafından, Dünya Kültür ve Dünya Doğa Mirası olarak ilan edilmiştir.

Uluru komşusu Kata Tjuta ile beraber yaklaşık 600 Milyon yıl önce oluşmuştur. Çakıl birikinti ve çamur, bir arazi çöküntüsünde toplanmış ve yüksek basınçta yoğurulmuştur. Bu yoğrultunun bir kısmı depremlerlerin akabinde tekrar yüzeye çıkmıştır. Uluru'nun arka tarafında, Aborjinler tarafından kutsal olarak kabul edilen su havzaları bulunur. Uluru, o zamandan beri sürekli bir şekilde havanın bozucu etkisine maruz kalan, paslı kırmızı renkte arkoz-kum taşından (arkoz: kırmızı bir kayaç) oluşmuştur. Rengi, yüksek oranda demir içermesinden ileri gelir.

Uluru, yaygın görüşün aksine, aslında monolit olmayıp, ayrıca Kata Tjuta'yı da kapsayan ve büyük kısmı yer altındaki bir kaya formasyonunun sadece bir parçasıdır. Formasyonun 5 km kalınlığa ve 100 km genişliğe sahip olduğu tahmin edilir. Buna karşın, bu bünye içinde hesap edilen Mount Conner ise artık bu oluşuma dahil değildir. Uluru'nun dünyanın en büyük monoliti olması iddiası böylece her iki bağlamda yanlıştır. Birincisi Uluru monolit değilidir, diğer yandan aynı şekilde Avustralya'da bulunan Mt. Augustus, Uluru'dan büyük olup, bu iddiayi kendi adına taşır.
Uluru, 1873 'te Avrupalı kaşif William Gosse tarafından „Ayers Rock“ olarak (Güney Avustralya'nın o zamanki başbakanı Sir Henry Ayers adıyla) adlandırır. Uluru bölgesinde Anangular yaşar.




  VENEDİK – İTALYA
           Kuzey İtalya'nın doğusunda Adriyatik denizi kıyılarında, İtalya'ya bağlı ada şehir . Karaya 4 kilometre uzunluğunda kara ve demir yolu köprüsü ile bağlanıyor. Yaklaşık 118 adacık üzerine kurulu. Venedik'te adacıkları birbirinden ayıran 170 kanal ve birbirine bağlayan 400 köprü bulunuyor. Venedik, tarih boyunca Avrupa´nın en önemli ticaret başkentlerinden biri.
Venedikliler, Türklerden ve Araplardan öğrendikleri sayı sistemi ile ticaret aritmetiğini en üst düzeye çıkarmışlar ve bu nedenle bütün Avrupalı tacirler bu aritmetiği öğrenebilmek için Venedik'te açılan birçok okula gelerek eğitim almışlar. Yaşayanların yüzde 50'den fazlası geçimlerini turizmden sağlıyor. Bu nedenle fiyatlar İtalya'nın geneline göre daha pahalı. Bütün taşımacılığın su yolları ve kanallardan yapıldığı Venedik, Avrupa'nın motorlu kara taşıtlarına izin verilmeyen tek büyük kenti.




VİCTORİA ŞELALELERİ
        Victoria Şelaleleri veya Mosi-oa-Tunya dünyanın en görkemli şelalelerindendir. Zambezi Nehrinin üzerinde, Zambiya ve Zimbabve sınırları arasında, bulunur. Şelaleler yaklaşık olarak 1,7 km genişliğinde ve 128 m yüksekliğindedirler.
İskoç kâşif David Livingstone şelaleleri 1855'te ziyaret etmiş ve Kraliçe Victoria'nın anısına Victoria Şelaleleri ismini vermiştir. Bununla birlikte şelale zaten yöresel olarak Mosi-oa-Tunya yani "gürleyen duman" diye anılmaktaydı. Şelaleler iki milli parkın parçasıdırlar, Zambiya'daki Mosi-oa-Tunya Milli Parkı ve Zimbabve'deki Victoria Şelaleleri Milli Parkı. Şelaleler Güney Afrika'nın en önemli turist çeken noktalarından biridir. Aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Alanıdır.Dünyanın yedi harikasından biridir.
Kuzey Amerika'daki Niagara Şelaleleri'nden daha geniş olan Victoria Şelaleleri sadece Güney Amerika'nın Iguaçu Şelaleleri ile karşılaştırılabilir. Iguaçu 270'den fazla (görece) 'küçük' şelaleye bölünmüşken Victoria dünyadaki en büyük, 100 metreden yüksek ve 1,5 km'den geniş, tek su yatağından, dökülmektedir.
Victoria Şelalesi'nin üzerinde ise hiç kaybolmayan 1 gökkuşağı vardır.




KEREMLİN SARAYI - RUSYA
         Moskova'daki Kremlin Sarayı, devrim öncesinde Rus çarlarının ikametgahıydı. Moskova Irmağı'ndan 40 m yüksekte bulunan Borovitskiy Burnu üzerinde 28 hektarlık bir alana yayılan yapıların en eskisi Spas na Boru (Ormandaki Kurtarıcı Aziz) Kilisesi'dir. İlk Kremlin yerine İtalyan mimari anlayışında yeni bir saray yapıldı.
1487'de Beklemişhev Kulesi, 1490'da Borovitskaya Kulesi, Aziz Nikola ve Aziz Flor kapıları eklendi. 3. İvan döneminde birkaç katedral daha yapıldı. Dini yapılar Bizans, diğer yapılar İtalyan etkisi taşırlar. 1527'den sonra yapılan değişiklikleri Alman, İngiliz ve Hollanda'lı mimarlar gerçekleştirdi. Kremlin'in önemli yapılarından olan Büyük İvan Çan Kulesi'nin yapımına 1505'te başlanıp 1600'de tamamlandı.
Kulede dünyanın en büyük çanı olan 218 ton ağırlığındaki Çar Kolokol (Çanların Çarı) bulunuyor. 1838-1849 yılları arasında Bolşoy Kremlyovskiy Dvoryets (Büyük Saray) inşa edildi. 1932-1934'te Kremlin Tiyatrosu, 1961'de Kongreler Sarayı yapıldı. Günümüzde Kremlin Rusya'nın bir simgesi durumuna geldi.


MACCHU PİCCHU
          Machu Picchu (okunuş: Maçu Piççu veya Maçu Piçu, Quechua: Machu Pikchu), bugüne kadar çok iyi korunarak gelmiş olan bir İnka antik şehridir.7 Temmuz 2007 tarihinde,Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmiştir.
And Dağları 'nın bir dağının zirvesinde, 2.360 m yükseklikte, Urubamba Vadisi üzerinde kurulmuş olup Peru'nun Cusco şehrine 88 km mesafededir. Şehir, İnka'lı bir hükümdar olan Pachacutec Yupanqui tarafından 1450 yılları civarında inşa ettirilmiştir. İspanyol istilacılar 1532 yılında buraları işgal ederken sık dağlar arasında kalmış bu şehir, istilacılar tarafından fark edilmemiş ve bu sayede zarar görmemiştir. Machu Picchu 200'den fazla, merdiven sistemiyle birbirine bağlı olan taş yapıdan oluşur. Şehrin 3000 basamağı bugün hala gayet iyi durumdadır.
Kuruluş amacı ve anlamı bugüne kadar gelmiş olan tartışma konusudur. Günümüze gelmeyi başarmış bilimsel kanıt içerikli çok fazla ipucu bulunmamasından, sadece tahminler yapılabilmektedir. Bu yüzden o zamanlardaki adı bilinemeyen şehir, ismini bugün yakınlarda olan bir dağ zirvesinden almıştır. Şehrin tarım alanı olarak kullanılan teraslardan oluşan bölümleri, Eski Zirve (Quechua dilinde: Machu Picchu) denen dağın eteklerindedir. Şehrin sonunda ise Genç Zirve (Quechua dilinde: Wayna Picchu) yükselir.
Şehirde içinde 100'den fazla insan iskeletinin bulunduğu 50 adetin üzerinde mezar keşfedilmiştir (ilk başlarda bunların %80i kadın olduğu sanılmış, ama sonraki incelemelerde eşit dağılım olduğu tespit edilmiştir). Bu keşfe istinaden şehrin, İnkalar'ın yetiştirme ve disiplin yeri olduğu teorisi geliştirilmiş. Ancak zamanımızda bu teori geçerliliğini yitirmiş durumdadır. Daha çok bugün kabul gören teori, şehrin 700'den fazla İnka asil ve din adamına ev sahipliği yapmış olduğudur.
1912 ve 1913 yıllarında Bingham, şehri ortaya çıkarmaya başladı. 1915'de Machu Picchu araştırmalarıyla ile ilgili bir kitap yayınladı. National Geographic Society'nin Nisan 1913 sayısını Machu Picchu şehrine ithaf etmesiyle meşhur oldu.
Şehrin aslında 2 yıl öncesinden keşfedildiği, ama şehrin altınlarının ABD'ye götürülmesi için Bingham'ın zaman kazanmak istediği iddia edilmektedir. Diğer bir yerlilerin iddiası ise, köylülerin çoktan 1901 yılında şehri keşfetmiş olduğu ve Bingham'ın keşfinin tesadüf olmadığıdır.
Turizm
Machu Picchu Güney Amerika'nın en çok turist çeken yerlerinden biridir. Hergün günlük 2000 kişi ziyaret eder. UNESCO harabelerin zarar görmememesi için bu sayının en fazla 800 olmasını talep etmektedir.
İnka şehrinin çok zor geçit veren bir bölgede olması ve oraya giden bir yolun olmaması yüzünden, Cusco şehrinden Machu Picchu dağının eteklerinde bulunan Aguas Calientes köyüne (ki harabelere en rahat bu köyden ulaşmak mümkün) bir raylı sistem hattı inşa edilmiştir. Bu köyden sonra 8 km lik bir otobüs yolculuğu yapılmakla beraber bu mesafe yaya olarak da kat edilebilir.Zira küçük basamaklı patika yollar buraya açılır. Patikanın sonunda, Machu Picchu'nun hemen giriş alanında "Sanctuary Lodge“ oteli bulunur ki bu otel de raylı sistem gibi ingiliz oteller zinciri „Orient Express“ 'e aittir. Machu Picchu'ya otantik yoldan ulaşmak isteyenler, birkaç günlük yürüyüş programlı, Urubamba Nehri'nin birkaç yüksek geçidi üzerinden, İnka yolu'nu (Camino inca) kullanarak ulaşırlar.
Sürekli büyüyen turizm çevre konusunda çok büyük yük olmaktadır. UNESCO, yapılması planlanan Aguas Calientes'den Machu Picchu' ya bir teleferik hattı konusunda sert bir muhalefet yapmaktadır. Bu hattın tamamlanması turizmin daha da artması anlamına geldiği gibi toprak kayması tehlikesinin yükselmesini de beraberinde getirmektedir. 10 Nisan 2004'te meydana gelen bir toprak kayması on bir kişinin yaşamına malolmuş, raylı sistemi de kısmen aksatmıştır. 14 Ekim 2005 'teki başka bir toprak kayması raylı hattın 400 m lik kısmını toprak altında bırakmıştır.







MALDİVLER
         Resmi adıyla Maldiv Cumhuriyeti, Hint Okyanusu'nda bin 200 adadan oluşan bir devlet. Hindistan'ın güneyinde ve Sri Lanka'nın yaklaşık 750 kilometre güneybatısında yer alıyor . Küresel iklim değişiklikleri yüzünden yüzyıl içerisinde sular altında kalacağı öngörülen Maldiv halkına, 15 Kasım 2005 itibari ile Avusturalya'ya sığınma hakkı verilmiştir.
Yerleşim bulunan 200 adadan 90'nında Maldivliler yaşıyor, 110 ada ise "otel ada" şeklinde kullanılıyor. Yerleşim binlerce yıl öncesine dayanıyor. Daha önce Budist olan ada halkı, Arap Tüccar Abul Barakhat Al-Bar Bari'nin tebliğiyle Müslümanlığı seçti. Sırasıyla Portekiz ve Hollandalıların saldırılarıyla ve kısa süreli hakimiyetleriyle boğuşan Maldivler, 75 sene İngilizler'in hakimiyetine boyun eğmek zorunda kaldı, 1965 yılında İngiltere'den bağımsızlıklarını kazandı.
Daha sonra 3 sene Kral Muhammad Fareed saltanatı devam etti. 11 Kasım 1968'de Monarşi kaldırıldı ve İbrahim Nasir başkanlığı idaresinde Cumhuriyete geçildi. 1970'lerin başlarından itibaren turizm adalarda gelişmeye başladı. Cumhuriyete geçiş ile birlikte ülkenin resmi adı Maldiv Adaları yerine Maldivler olarak değiştirildi.







 PİRAMİTLER-MISIR PİRAMİTLERİ
Piramitler
         Binlerce yıl önce yapılan piramitlerde bugün bile hala binlerce sır yatmaktadır.O tarihlerde piramitleri yapan insanlar herhalde metre kavramını bilmiyorlardı. Ve bütün bunları göz kararıyla yapmaları da imkansız. Bugün bile çok düzenli bir şekilde yapılan gökdelenlerde çok hafif bir sapma söz konusu olabiliyor. Peki o zamanlar bunları yapan insanlar ölçüm için ne kullandılar. Saniye mi? Arşın birimi mi? Mısır endazesi mi? Bilemiyoruz. Şimdi bu piramitlerde, özellikle Gize bölgesindeki büyük piramidin çeşitli oranlarda ölçümlerine bir bakalım. Bunların hepsi bir rastlantı mi? Olabilir. Ama bu kadar çok rastlantıda insani düşündürüyor..
Piramitlerin Gizemi...
* Her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir ve bu taşları temin edilebilecek en yakın mesafe yüzlerce kilometre uzaklıktadır. Bu taşların nasıl getirildiği konusunda kesin olmayan farklı varsayımlar bulunmaktadır.
* Piramit, kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya, yılda sadece 2 kez güneş girmektedir. (doğduğu ve tahta çıktığı günler)
* Mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan mumyaları ilk bulan 12 bilim adamı kanserden ölmüştür.
* Piramitlerin içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır.
* Kirletilmiş suyu, birkaç gün Piramit'in içine bırakırsanız; suyu arıtılmış olarak bulursunuz.
* Piramit'in içerisinde süt, birkaç gün süreyle taze kalır ve sonunda bozulmadan yoğurt haline gelir.
* Bitkiler Piramit'in içinde daha hızlı büyürler.
* Piramit'in içine bırakılmış su, 5 hafta süreyle bekletildikten sonra yüz losyonu olarak kullanılabilir.
* Çöp bidonu içindeki yemek artıkları, hiç koku vermeden Piramit içinde mumyalaşır.
* Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar büyükçe bir Piramit'in içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir.
* Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur; araştırmacıların çoğu, ya içinde kayboldular ya da aynı yerde birkaç tur attılar, fakat içlerini göremediler.
* Piramitlerin içi yazın soğuk kışın sıcak olur
* Büyük Piramidin açıları, Nil'in delta yöresini iki eşit parçaya bölerler.
* Gize'deki üç piramit aralarında bir Pisagor üçgeni olacak şekilde düzenlenmişlerdir. Bu üçgenin kenarlarının birbirlerine göre oranı 3:4:5'dir.
* Büyük Piramidin tabanının yüzeyi, anıtın yarısının iki katına bölündüğünde pi=3,14 sayısı elde edilir.
* Büyük Piramidin dört yüzeyinin toplam yüz ölçümü, piramit yüksekliğinin karesine eşittir.
* Büyük Piramit, dünyanın kara kitlesinin merkezinde yer alıyor.
* Büyük Piramit, dört ana yöne göre düzenlenerek inşa edilmiştir.
* Piramit dev bir güneş saatidir. Ekim ortasıyla Mart başı arasında düşürdüğü gölgeler mevsimleri ve yılın uzunluğunu gösterirler. Piramidi çeviren tas levhaların uzunluğu bir günün gölge uzunluğuna eşittir. Bu gölgelerin tas levhalar üstünde gözlenmesiyle günün 0,2419 bölümünde yılın uzunluğu yanlışsız olarak saptanabiliyordu.
* Büyük Piramit'le dünyanın merkezi arasındaki uzaklık, Kuzey kutbuyla arasındaki uzaklığa eşittir ve kuzey kutbuyla dünyanın merkezi arasındaki uzaklığa eşittir.
* Piramidin yüksekliğiyle,çevresi arasındaki oran, bir dairenin yari çapıyla çevresi arasındaki oranın dengidir. Dört kenarlar dünyanın en büyük ve çarpıcı üçgenleridir.
* Gizde'den geçen boylam, dünyanın denizleriyle ana karalarını iki eşit parçaya böler. Bu boylam ayrıca,kara üstünden geçen en uzun kuzey-güney yönlü boylam olup,bütün yer kürenin uzunluğuna ölçümünde doğal sıfır noktasını oluşturur.
* Büyük piramidin tepesi Kuzey kutbunu, çevresi ekvatorun uzunluğunu temsil eder. Ve iki uzunluk ayni mikyasa uygunluk gösterir.
Piramitler hala yapımları esnasında ki gizi korumaktalar. İşçilerin olağanüstü bir çabayla günde 10 metreküp taşı üst üste koyduklarını kabul edersek keops piramidinde yer alan yaklaşık 2.5 milyon metreküp taş, 250.000 gün, yani yaklaşık 664 yılda yerleştirilebiliyor. Oysa piramitler 20 ila 30 yıl arasında bir sürede tamamlanmıştır.




 GRAND KANYON - ABD
           Büyük Kanyon Ulusal Parkı (İng.: Grand Canyon National Park) Amerika Birleşik Devletleri'nin Arizona eyaleti sınırlarında bulunan en eski ulusal parkdır.
Büyük Kanyon, bir çok renge sahip; Kolorado Nehri çevresinde bulunan bir kanyondur. Büyük Kanyon Ulusal Parkı içinde bulunur ve bu Amerika'daki ilk ulusal parklardan biridir. Theodore Roosevelt Büyük Kanyon'un büyük bir hayranıydı ve bir çok kez avlanmak ve sehir için burayı ziyaret etmişti.
Kanyon, Colorado Irmağı'nın kanalı milyonlarca yılda yarmasıyla oluşmuştur. 466 kilometre uzunluğunda ve 400 metre ila 2.4 kilometre genişliği arasında değişmektedir. Derinlik açısından da 1600 metreye kadar ulaşır. Bu kesiklerde Dünya'nın 2 milyar yıllık tarihi gözükebilmektedir.
Büyük Kanyon bir Avrupalı tarafından farkedilmesi ilk kez 1540 yılında; İspanyol Garcia Lopez de Cardenas tarafından olmuştur. İlk bilimsel araştırma ise John Wesley Powell eşliğinde 1869'da gerçekleşmiştir. Kızılderililer ise kanyonun duvarlarında yerleşim birimleri kurmuşlardır.

Büyük Kanyon, dünyanın en büyük derin vadisidir. ABD'nin güneybatısında 450 km boyunca uzanır. Görülmeye değer dik bayır ları, dorukları, vadileri ve olağanüstü renkler deki kaya katmanlarıyla ABD'nin en ilgi çekici doğal oluşumlarından biridir. Büyük Kanyon kuzeybatı Arizona'daki Colorado Ir mağı'nın aşındırmasıyla oluşmuştur. Colorado Irmağı'nın 1 milyon yılı aşkın bir zamandır Colorado yaylasını kazarak derinleştirdiği boğazın, Bü yük Kanyon Ulusal Parkı sınırları içinde kalan 90 km uzunluğundaki en derin ve en etkileyici bölümü Powell Gölü'nden Mead Gölü'ne kadar uzanır.
Bu büyük vadinin iki yakası arasındaki açıklık bazen 1 kilometreden azdır, bazen de 29 kilometreye ulaşır. Derinliği ise 1,6 kilo metreyi geçer. Deniz düzeyinden 2.500 metre yükseklikteki kuzey yakası, güney yakasından 365 metre daha yüksektir. Colorado Irmağı' nın bu vadiyi açarken sürükleyip götürdüğü toprak tüm ABD'yi 30 cm kalınlığında bir tabakayla örtmeye yeterdi. Boğazın her iki yanı bir dizi sarp kayalıktan oluşur. Vadide kule gibi yükselen kayalar, eğimli kaya taraçaları vardır. Fildişi rengi, sarımsı kahveren gi, boz ve kızıl kayalar ışık ve gölgeler değiştikçe olağanüstü bir renk gösterisi sergi ler. Şatolara, tapınaklara ve kulelere benze yen kaya doruklarının pek çoğuna Buda Tapınağı ve Şiva Piramidi gibi adlar verilmiştir.
Colorado Irmağı rüzgâr, don ve yağmurla birlikte Büyük Kanyon'u aşındırmayı sürdür mektedir. Kanyon tabanında Kuzey Amerika'nın en eski bazı kayaları vardır. Kuvarsit gibi kristalleşmiş kayalar, toprağın aşınmasıyla yok olan dağların tabanıdır. Bunların üze rinde kum taşı, şeyi ve kireçtaşı gibi tortul kaya katmanları vardır. İçindeki deniz yosunu, deniz kabuğu ve balık fosillerinden de anlaşıldığı gibi, bu kayalar denizin altında oluşmuştur. Bir zamanlar büyük bir denizin yer aldığı bölgede, Colorado yaylası zaman içinde yükselerek bugünkü düzeyine ulaşmış ve büyük bir hızla akan Colorado Irmağı Büyük Kanyon'u aşındıra aşındıra günümüz deki durumuna getirmiştir. Kanyonun yamaç ları araştırmacılara, jeoloji açısından yer kabuğu tarihinin en kapsamlı kayıtlarından birini sağlar.

Colorado yaylasında bir zamanlar Amerika Yerlileri yaşardı. Bunlardan Yumanlar kabi lesi bugün de, Büyük Kanyon'a açılan bir yan kanyonda varlığını sürdürür. Ayrıca bu yöre de tarih öncesi mağara insanlarına ait pek çok kalıntı vardır. İspanyol kâşif Garcia Lopez de Cârdenas, 1540'ta kanyonu gören ilk Avrupalı oldu. 1869'da, Binbaşı John Wesley Powell başkan lığında bir grup kayıklarla, hızlı akan tehlikeli sulardan inip kanyonu inceledi. Binbaşı Powell daha sonra bölgenin ilk haritasını çizdi.
1919'da, kanyon çevresindeki 2.613 km'lik alan ulusal park olarak ayrılmış, günümüzde bu alan Büyük Kanyon Ulusal Anıtı ve Mermer Kanyon Ulusal Anıtı alanlarının da eklenmesiyle oldukça genişlemiştir. Kanyon nun güney ve kuzey yakalarından bölgeye her yıl milyonlarca turist gelir. Turistler dar patikalardan aşağı katırlarla Colorado Irmağı kıyısına inerler. Irmaktaki motorlu sal gezileri ile kanyon üzerinde havadan yapılan geziler de çok ilgi çeker.









CAPE TOWN - AFRİKA

Eğer imkanınız varsa, bu yerleri mutlaka görmelisiniz...

     Cape Town, Güney Afrika'nın en büyük şehri. Bu başkent, Güney Afrika'nın tam güneybatı ucunda yer alıyor. Cape Town'da Afrika, Hollanda ve İngiliz kültürleri harmanlamış durumda. 1488'de Portekizli keşifçi Bartelemeu Dias tarafından keşfedildi.

1652'de Güney Afrika'da kurulan ilk Avrupa yerleşimiydi. Güney Afrika Birliği kurulduktan sonra ülkenin yasama başkenti oldu. 1945'ten sonra olan Apartheid rejimi zencilerin kendi halinde bırakılmasına neden oldu. 1990'da ırk ayrımcılığı bittikten sonra zenciler daha çok topluma çıktı ve resmi görevlere girdi. Şehrin bir bölümü çağdaş gökdelenlerle doluyken; diğer kesimleri gecekondu mahallelerinden oluşuyor. Ayrıca Fransız göçmenlerin kurduğu bağ evleri de meşhur.







ÇİN SEDDİ

         7 Temmuz 2007 tarihinde, Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçildi. Çin'in kuzeybatısı boyunca uzanıyor. Dünyanın en uzun savunma duvarı. Kalıntıları Po Hay körfezinde deniz kıyısında başlıyor, Pekin'in kuzeyinden geçerek batıya yöneliyor, Huang-Ho nehrini ikiye bölerek güneybatıya uzanıyor ve Gobi Çölü'nün güneyinden batıya yönelerek devam ediyor.



Çin Seddi'nin temeli 20'den fazla ayrı ayrı krallık tarafından atıldı. Chu, Qi, Yan, Wei, Han, Zhao, Qin Krallıkları birbirinden korumak için sınırlarında ilk setler inşa ettiler. Qin, Zhao, Yan krallıkları ise XiongNu, DongHu, LinHu, LouFaın saldırılarını durdurmak ve ülkenin kuzey sınırlarını koruma amacıyla da inşa ettiler. Çin'in ilk İmparatoru Qin Shi Huanga, burayı boydan boya aşılmaz bir savunma duvarıyla kapatmaya karar verdi ve daha önceki krallıkların yaptırdığı duvarları birleştirerek uzattı. M.Ö.3. yüzyıldan M.S.17. yüzyıla kadar Çinliler seddi uzatmaya devam ettiler.










Perito Moreno Buzulu- ARJANTİN

Perito Moreno Buzulu, (İspanyolca: Glaciar Perito Moreno) Arjantin'in güneybatısında, deniz seviyesinden sadece 1500 m yüksekte, Patagonya’nın Campo de Hielo Sur buzul bölgesinin bir uzantısıdır. Adını Patagonya araştırmacısı Francisco Pascasio Moreno‘dan alır. En yakın büyük yerleşim yeri 80 km mesafedeki El Calafate olup, burası mili park içinden buzula yapılan turların ideal çıkış noktasıdır.
Buzul, Los Glaciares Milli Parkı'nın ve tüm Arjantin'in başlıca görülmeye değer noktalarından biridir. Perito Moreno, Antarktika ve Grönland dışında, az sayıda bilinen buzullardan biri olup, sürekli büyüyen bir buzuldur. Bunun sebebi de Büyük Okyanus'dan gelen bulutların Andlar'a çok kuvvetli yağışlar bırakmasıdır.
60 km'lik buz kitlesi günde yaklaşık 1 m öne sürüklenir. Bu, masif kütlede sürekli olarak çatırdama ve kırılma gürültüleriyle göze çarpar. Düzenli olarak da, yaklaşık 60 m yükseklik (hemen hemen Boğaz Köprüsü yüksekliği) ve 5 km genişlikteki ön cephede büyük parçalar kırılır. Bu durum gölde kabarık dalgalara sebebiyet verir.
Sürekli olarak ileri sürüklenme sebebiyle buzul, her dört yılda bir Lago Argentino’nun yan kolu Brazo Rico ’yu bloke eder. Böylece nehirlerle beslenen güney kısmının bu kolundaki su seviyesi hızlıca yükselir. Nihayetinde bu da kısa bir süre sonra buzulun ön kısmının tamamının parçalanmasına yol açar. Bu önceden zor kestirilebilen gösteri, dünyanın en ünlü tabiat oyunlarından biridir ve her seferinde bir çok turist ve belgesel filmciyi buzula çeker. Buzulun son gösterileri 1988, Mart 2004 ve son olarak ta Mart 2006 yılında gerçekleşmiştir.
Buzul, daha önce onu keşfeden Alman jeolog Rudolph Hauthal'in verdiği isim ile "Bismarc Buzulu" iken, daha sonra kaşif ve antropolog olarak verdiği hizmetlerin onuruna Perito Moreno‘nun adını almıştır.






PETRA ANTİK KENTİ - ÜRDÜN
2 bin yıllık bir sırrı saklıyor Ürdün çölleri. Sapasağlam ama insansız evler, gülkurusu rengindeki kayalara oyulmuş dev binalar, hiç ummadıkları anda şiddetli bir sesle helak olan Semud kavminin feci akıbetini fısıldıyor ziyaretçilerine. Hz.Salih Peygamberin yaşadığı yer olarak ta bilinen ve Ortadoğu'nun en görülmeye değer turistik cazibesi Petra, Ürdün'ün Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasındaki toprakları üzerinde yer alan antik kenttir.Petra ile ilgili Ürdün’deki yaygın kanı ise Kur’an—ı Kerim’de yok edildiği bildirilen kavimlerden Semud’un yurdu olduğu yönünde. Semud kavminin yurdu Kur’an’da Hicir ismiyle anılıyor.

Hazreti Hud’un gösterdiği yola iman etmemekte ayak direyen Ad kavminin helakinden sonra bu bölgeye yerleşen Semud kavmi de zaman içinde azgınlığa sapmıştı. Yaklaşık 10 bin kişilik nüfusa sahip olduğu tahmin edilen Petra’da yaşayan Semud kavmi, Ad kavminin dillere destan yurdu İrem gibi azap yüklü fırtına ile yıkılıp gitmesin diye evlerini kayalara oymuşlardı. Salih (a.s) onları putperestlikten çıkıp Allah’a iman etmeye çağırdı. Kur’an’da anlatıldığı şekliyle Semudlular, ‘Sen de bizim gibi bir insansın, eğer doğru isen bize bir mucize göster’ dediler. Mucize olarak gözlerinin önünde kayadan bir deve yaratıldı. Fakat onlar azgınlıklarından vazgeçmeyip deveyi kesip yediler. Salih Aleyhisselam Semud kavminin başına gelecek felaketi haber verip inananlarla birlikte şehri terk etti. Geride kalanların ilk gün yüzleri sarardı, ikinci gün kızardı, üçüncü gün ise kapkara oldu. Bu belirtilerden felaketin gelmekte olduğunu anlayarak büyük bir korkuya kapıldılar. Korkudan çıldıranlar, hatta ölenler oldu. Sonunda korkunç bir ses gelerek Semud kavmini helak etti. Bir anda gelen o şiddetli ses Semud’un kayalara oyulmuş yurdunu sonsuz sessizliğe boğdu.

Hazreti Peygamber’in (s.a.v), ashabı ile Tebük seferine giderken yolu bu bölgeye uğradığında bölgeyi tanıttığı, hatta Hazreti Salih’in devesinin çıktığı kayayı bile gösterdiği kaynaklarda kayıtlıdır. Bu rivayetlerde dikkat çeken bir nokta da Peygamber Aleyhisselam’ın ashabını azaba sahne olan bu mekanda fazla oyalanmamaları, buradan su içmemeleri konusunda uyarmasıdır.
M.Ö. 400 ile M.S. 106 yılları arasında Nebatiler'e başkentlik yapmıştır. Roma İmparatorluğu tarafından işgal edilene kadar başkent olarak varlığını sürdürmüştür. M.S. 400 yıllarından sonra deprem ve ekonomik sıkıntılardan dolayı kent gözden düşmüş ve zaman içinde unutulmuştur. 1812 yılında İsviçreli gezgin Johann Burckhardt tarafından kent tekrar bulunmuştur.
Petra antik kentinde tiyatro, tapınak, ev gibi yapılar kireç taşına oyularak yapılmıştır. el-Khazna ve Roma döneminde yapılan anfitiyatro en bilinen yapılardır. Ayrıca Indiana Jones üçlemesinin sonuncusu olan "Indiana Jones ve Son Macera" filminin çekildiği yerdir.











BU BLOG'UN OLUŞTURULMASINDA YARARLANILAN WEB ADRESLERİ

-http://gezz.org/index.php/seyahat/82-asya/633-petra-antik-kenti)
-
http://www.msxlabs.org/forum/dunya-turizmi/256838-dunya-gezi-rehberi-buyuk-kanyon-ulusal-parki-grand-canyon-national-park.html#ixzz0lrBQxUrO
-http://www.msxlabs.org/forum/mimari-eserler/24698-dunyanin-yedi-harikasi-piramitler-misir-piramitleri.html#ixzz1o3g23Urm
-http://www.bydigi.net/genel-kultur/18652-hasankeyf-hakkinda-bilinmesi-gereken-temel-bilgiler.html
-http://www.cihanozdemir.com/2007/02/petra-antik-kenti-rdn.html#               
-www.ircforumlari.net -http://www.ircforumlari.net/dunya-uzerindeki-yerler-ve-tarihi-mekanlar/482027-mermer-magaralar-sili.html#ixzz1v8dCyuiJ
IRCForumlari.Net ixzz1uqRrb86U
-http://www.kliprix.com/-http://herseyogren.com/tr/hamilton-golu-hamilton-havuz-koru.--htmlhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Victoria_%C5%9Eelalesi-http://www.frmtr.com/turizm-ve-tatil/1152943-fiji-adalarinda-gezinti.-html--http://tr.wikipedia.org/wiki/Lago_Argentino


Dünyada Hangi Mevsim Nereye Gidilir?

Tatile gitmek için dünyada her zaman aranılan, özlenilen en güzel yerlerden bazılarını sizler için araştırdık... örneğin yaz aylarında “geceyarısı Güneşi”nden yararlanmak için Kuzey Avrupa ülkelerine gidebilirsiniz. Yaz aylarında gezmek için ayrıca en ideal ülkeler arasında: Kuzey Avrupa ülkeleri ve Britanya Adaları, Hint Okyanusu, Doğu Afrika, Dominikan yada Kanarya adaları. Tatile çıkmanın pek çok sebebi olabilir, tabi bu durumun en güzel yanı herhalde sevdiğiniz şehri, özleyeceğiniz kişileri bir süre için göremeyecek olmanızdır. Ancak kısa süreliğine de olsa, insanın belli dönemlerde acayip ihtiyaç duyduğu mas mavi bir deniz, veya yakıcı güneşin ışınları altında pırıl pırıl bir sahilin kumsalı size bu özlemi unutturabilir.

Ocak

Mesela ocak ayinda ılıman iklimin hüküm sürdüğü Hawaii adası, veya meltemlerin etkisinde kalan Bahamalar ve Senegal kış aylarında güneşin tadını çıkarmak isteyenler için ideal bir yer. Yağışların henüz başlamadığı Kenya yada kısa süre sonra toz fırtınaları ve şiddetli kasırgaların baş göstereceği Pakistan gezileri için son fırsat. Endonezya, Tunus, ve İspanya’da görülen yağışlar ve rüzgar, bu bölgelere yapılacak gezileri başka tarihe ertelemedeki en büyük etken. Senegal, Hawaii, Bahamalar, Doğu Afrika, Pakistan.

Şubat

Kurak bir iklimin sürdüğü Meksika ve Senegal’de yaz tüm hızıyla sürüyor. Güneşli Batı Afrika Sahillerinde yeniden denizin tadını çıkarabilirsiniz. Orta Amerika, Batı Afrika, Doğu Afrika, Hindistan.

Mart
Mart ayı, ilkbaharın habercisi. Kuzey Afrika çöllerinde gezinti için en uygun mevsim, Bahamalar ve Martinik ise şimdiden en gözde destinasyonlardan. Karayipler ve Meksika seyahatleri için ideal mevsim yavaş yavaş sona ermeye başlarken, Mauritus Adası ve Moritanya için mart ayından itibaren ölü mevsim başlıyor. Kuzey Afrika, Bahamalar, Martinik, Peru, Karayipler, Meksika.

Nisan

Dünyadaki gezilecek yerler arasında Tibet özellikle tavsiye edilebilir. Japon Adaları’nda kiraz ağaçları nisan ayından itibaren çiçek açmaya başlıyor. Akdeniz sahilleri sakin; şimdi turist akınına uğramadan denize girebilirsiniz. Karayip adaları’nda ise güzel havaların sonuna yetişebilirsiniz. Çin, Japonya, Akdeniz, Lübnan, Ürdün, Mısır ve Türkiye gibi Akdeniz ülkeleri için de geçerli.

Mayıs                                 

Güneşli ve ılık ilkbahar günlerinin başlaması ile birlikte Britanya adaları ya da Kuzey Avrupa, ideal tatil seçenekleri olabilir. Tam tersine, Orta Amerika ve Karayipler, sonbahara dek süren yağışların başlamasıyla birlikte gündemden düşüyor. Batı Afrika içinse mayıs ayı, yağmurlar başlamadan gitmeniz için son fırsat. Büyük Britanya, Kuzey Avrupa, İsveç, Norveç, Finlandiya, Madagaskar.



Haziran

Sonbahara kadar Hint Okyanusu’nda yer alan adalar, özellikle de Polinezya gezmek için ideal destinasyonlar arasında... ayrıca Polinezya, Hint Okyanusu, yada Atlas Okyanusunda kanarya adaları veya İsveç.

Temmuz

İrlanda ve Britanya Adaları da, yılın en güzel aylarını yaşıyor; yağmur artık veda etmiş, bunaltmayan sıcaklar günlük yaşama renk katıyor. Bir süre sonra güz yağmurları başlar. Bu yüzden, fırsatı kaçırmayın... Muson yağmurları ise çoktan Güneydoğu Asya ve Orta Amerika’da etkisini göstermeye başladı. Bu bölgelere gitmek için program yaptıysanız, muson yağmurlarının tüm şiddetiyle sürdüğünü bilmeli, önleminizi alarak yola çıkmalısınız. Finlandiya, İsveç, Bolivya, Brezilya, Amerika, İrlanda, İngiltere, İskoçya.

Ağustos

Yaz aylarında “geceyarısı güneşi”nden yararlanmak için Kuzey Avrupa ülkelerine gitmek çok keyifli olabilir. Hep sisli puslu havasıyla bilinen Londra’yı biraz olsun farklı görebilirsiniz ağustos ayında. Eylülde yağmur mevsiminin başlayacağı Doğu Afrika’ya gitmek isteyenler için, ağustos ayı son fırsat... Orta Amerika ile Uzak ve Yakındoğu ülkelerinde ise ölü sezon başladı. Kuzey Avrupa ülkeleri ve Britanya Adaları, Hint Okyanusu, Doğu Afrika.

Eylül

Eylül ile birlikte yaz sıcakları son bulup havalar yumuşarken. Orta Avrupa ve Kuzey Amerika tatil için en ideal bölgeleri oluşturuyorlar. Artık sıcaklığın düşmeye başladığı Kuzey Avrupa ve kısa süre kuru iklimin sona ereceği Endonezya için ise Eylül son şans... Yağmurlar ise Orta Amerika, Karayipler ve musonların başladığı Güneydoğu Asya’da ölü sezon yaşatıyor. Orta Avrupa, Akdeniz Havzası, İspanya, Yunanistan, İtalya, Tunus, Fas, Mısır, İsrail, Kuzey Amerika.

Ekim

Ekim ayında ilkbahar güney yarım küreye yerleşir. Güneşle buluşmak için Güney Afrika’ya, Güney Amerika’ya ve Avustralya’ya uzanmanın tam zamanı. Güneydoğu Asya ve Karayip adaları içinse ekim, yağmurların başlangıcı demek. Güney Afrika, Arjantin, Avustralya.

Kasım

Batı Afrika ve Hindistan’da yağış mevsimi sona eriyor.Dolayısıyla hem bu ülkeleri, hem de boğucu yaz sıcaklarının yavaş yavaş yerini ılıman bir iklime bıraktığı Mısır’ı ziyaret etmenin tam zamanı. Bir ay daha yağmurlu geçecek olan Orta Amerika ülkeleriyle ağır bir kış geçiran Uzak-Doğu’ya yapacağınız gezileri bir süre daha erteleyebilirsiniz. Senegal, Hindistan, Mısır, Hint Okyanusu, Uzak-Doğu, Orta Amerika sonbaharda gezilecek ülkeler arasında.

Aralık

Asya ve Uzakdoğu turları için en uygun mevsim aralık. Bali, Singapur ve Tayland muson yağmurlarına veda ettiğinden gökyüzü her zaman masmavi. Karayipler’in kuzeyi ile Küba ve Jamaika’da da rahatça denize girebilirsiniz. Mısır turlarınız için ise son günler. Çin’de kış mevsimi sert geçmeye başladığından turizm için ölü bir mevsim. Güneydoğu Asya, Büyük Antiler.

Dünyanın dört bir yanında yer alan, insan elinin çok az değdiği, eğer yakınlarına gidecekseniz mutlaka ziyaret etmeniz önerilen en güzel plajlar belirlendi. İşte o plajlar...  Anse Source d’Argent, Seyşel Adaları...

DÜNYADA EN ÇOK ZİYARET EDİLEN ÜLKELER 2008

1 Fransa 81.9 milyon turist ağırladı
2 İspanya  59.2 milyon turist
3 USA, Kuzey Amerika 56.0 milyon turist
4 Çin Halk Cumhuriyeti 54.7 milyon turist
5 Italya 43.7 milyon turist ziyaret etti
6 İngilter 30.7 milyon turist
7 Almanya 24.4 milyon turist ağırladı
8 Ukrayna 23.1 milyon turist
9 Turkiye 22.2 milyon turist ziyaret etti
10 Meksiko 21.4 milyon turist ağırladı.



     
Standart Yok olmadan önce görmeniz gereken 99 yer

Yok olmadan önce görmeniz gereken 99 yer

Newsweek dergisi 'Küresel Isınma' ve 'İklim değişikliği' nedeniyle zamanla yok olma tehdidiyle karşı karşıya olan birbirinden güzel yerleri listeledi. İşte Newsweek'in listesine göre yok olmadan önce mutlaka görmeniz gereken 99 yer;

1-Kauai Adası, Hawai - ABD
2-Karayip Denizi
3-Recife - Brezilya
4-Şikago, Illinois - ABD
5-Quelccaya Buzulu - Peru
6-Rio de la Plata - Uruguay
7-Charlevoix, Quebec - Kanada
8-Hudson Koyu - Kanada
9-Mississippi Nehri Deltası - ABD
10-Trinidad, Küba
11-Kolombiya Nehri - ABD
12-Veracruz - Meksika
13-Honduras
14-Monteverde Bulut Ormanı, Kosta Rika
15-Karakas - Venezuela
16-Valdes Yarımadası - Arjantin
17-Big Sur, Kaliforniya - ABD
18-Panama Kanalı, Panama
19-New York - ABD
20-Bering Denizi - Rusya-ABD
21-Amazon yağmur ormanları - Brezilya
22-Chacaltaya - Bolivya
23-Kordofan Bölgesi - Sudan
24-Gondar - Etiyopya
25-Lilongwe - Malawi
26-Cape Floral Bölgesi - Afrika
27-Kongo Havzası
28-Timbuktu, Mali
29-Niger Deltası, Nijerya
30-Naukluft Parkı - Namibya
31-Kalahari Çölü - Namibya
32-Masai Mara - Kenya
33-Mahajamba Koyu - Madagascar
34-Klimanjaro Dağı - Tanzanya
35-Nil Nehri Deltası - Mısır
36-St-Louis - Senegal
37-Okavango Deltası - Botswana
38-Çad Gölü - Çad Cumhuriyeti
39-Principato di Lucedio - İtalya
40-Dalarna - İsveç
41-Meath Kasabası - İrlanda
42-Lot Vadisi, Cahors - Fransa
43-Kitzbühel, Alpler - Avusturya
44-Paris - Fransa
45-Adalar Denizi - Finlandiya
46-Halligen Adaları - Almanya
47-Batalon Gölü - Macaristan
48-Venedik - İtalya
49-Olimpiya - Yunanistan
50-Kopenhag - Danimarka
51-Rotterdam - Hollanda
52-Ege Denizi
53-Wadden Denizi - Danimarka
54-Zahara De La Sierra - İspanya
55-Thames Nehri - İngiltere
56-Gujarat - Hindistan
57-Maldivler - Hint Okyanusu
58-Bangkok - Tayland
59-Cherrapunji - Hindistan
60-Komodo Adası - Endonezya
61-Al Makhmal Dağı - Lübnan
62-Ganj Nehri Deltası - Bangladeş
63-Tokyo - Japonya
64-Tian Shan Dağı - Kazakistan
65-Kushiro Marsh - Japonya
66-Mergui Takımadaları - Burma
67-Indus Nehri - Pakistan
68-Borneo Adası - Endonezya
69-Pekin - Çin
70-Nuwara Eliya - Sri Lanka
71-Baykal Gölü - Rusya
72-Sulu Sulawesi Denizi - Malezya
73-Me Kong Deltası - Vietnam
74-Rub' al Khali Çölü - Suudi Arabistan
75-Bayan Olgii - Moğolistan
76-Amman - Ürdün
77-Altay Dağları - Rusya
78-Sagarmatha, Himalayalar - Nepal
79-Yangtze Nehri - Çin
80-Chomo Dağı - Butan
81-Antarktika Yarımadası
82-Ontong Mercan Adası - Solomon Adaları
83-Plenty Koyu - Yeni Zelanda
84-Franz Josef Buzulu - Yeni Zelanda
85-Tuvalu Adası - Pasifik Okyanusu
86-Büyük Mercan Resifi - Avustralya
87-Ross Buzulu - Antarktika
88-Kakadu Ulusal Parkı - Avustralya
89-Mavi Dağlar - Avustralya
90-Perth - Avustralya
91-Vava'u - Tonga
92-Tundra - Norveç
93-Buzul fiyort Ilulissat - Grönland
94-Nunavut - Kanada
95-Yamal Yarımadası - Rusya
96-Kuzey Kutbu
97-Kuzey Yamaçları - Alaska
98-Sibirya
99-Zackenberg - Grönland